“Inflammaging”, İngilizce inflammation (iltihap) ve aging (yaşlanma) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bu kavram, yaşlanmayla birlikte vücutta süregelen düşük düzeyli kronik iltihap sürecini tanımlar.
Normal şartlarda kısa süreli iltihap, vücudun savunma ve iyileşme mekanizmasının doğal bir parçasıdır — örneğin küçük bir kesiğin kızarıp şişmesi gibi. Ancak kronik, düşük dozda süren “sessiz” iltihap hücreleri sürekli uyarır ve zamanla dokuların yıpranmasına, erken yaşlanmaya neden olur.
Bu nedenle inflammaging, genetik faktörlerin yanı sıra yaşlanma sürecini hızlandıran üçüncü bir etken olarak kabul edilir.
Çünkü bu süreç genellikle fark edilmez; vücutta yangın çıkaran bir alarm sistemi olmadan, sessizce ilerler. Yıllar içinde biriken düşük doz iltihap, ciltte elastikiyet kaybı, kırışıklık, kuruluk, hassasiyet gibi belirtilerle kendini gösterir.
UV ışınları, kolajen yıkımını hızlandırarak foto-yaşlanmaya yol açar. Bu durum, ciltte sarkma ve kırışıklıkların erken oluşmasına neden olur.
Hava kirliliği ve sigara, hücre DNA’sına zarar veren oksidatif stresi artırır. Serbest radikaller birikir, kolajen yapısı bozulur ve iltihaplanma döngüsü tetiklenir.
Aşırı şekerli gıda tüketimi, glikasyon adı verilen süreçle cilt proteinlerinin sertleşmesine yol açar. Bu, hem iltihaplanmayı artırır hem de cildin sıkılığını kaybetmesine neden olur.
Uzun süreli stres, kortizol seviyelerini yükselterek vücutta kronik iltihap oluşturur. Uyku eksikliği de bu dengeyi bozar ve cildin onarım kapasitesini azaltır.
Zamanla hücrelerin “temizleme ve onarma” kapasitesi düşer. Bu yaşlanan hücreler, çevrelerine zararlı sinyaller gönderir; dokularda kronik iltihap ve yorgunluk oluşur.
Sert peelingler, sert temileyiciler cilt bariyerini zedeler. Bu durumda cillte inflamasyona yol açar.
Egzersiz sırasında kaslardan salınan miyokinler, vücuttaki iltihap belirteçlerini düşürür. Düzenli fiziksel aktivite, hem genel sağlığı hem de cilt kalitesini iyileştirir.
Her gece 7–8 saat kaliteli uyku, melatonin ve büyüme hormonunun dengeli salınımını sağlar. Bu, cildin onarım sürecini destekler.
Meditasyon, yoga, nefes egzersizleri ve doğada zaman geçirmek kortizol seviyelerini azaltarak antienflamatuar etki yaratır.
Hyalüronik asit, seramid, skualan gibi içerikler cilt bariyerini destekleyerek enflamasyonun önüne geçer.
UV (ultraviyole) hasarını önlemek ve sigarayı bırakmak, inflammaging’e neden olan iki önemli dış faktörü ortadan kaldırır.
Amaç: Bariyeri Onarmak ve Mikrobiyotayı Desteklemek.
Sabah:
Akşam:
Sonuç: Inflammaging Kader Değil
Ciltteki “sessiz yangın”, yaşlanmanın görünmeyen yüzü. Ancak sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve bariyer onaran cilt bakımı sayesinde bu süreci yavaşlatmak mümkün.
Inflammaging’i anlamak, genç görünmenin ötesinde, hücresel sağlığı korumanın da anahtarıdır.
Dr. Sadiye Kuş
Dermatoloji Uzmanı
Dr Sadiye Kuş, doğal güzelliğin korunması için çalışan bir dermatoloji hekimi. Doğru yaşam seçimleri, cilt tipimize ve cildin ihtiyaçlarına uygun bir cilt bakım rutini ve kozmetik işlemlerle cildin uzun ömürlü sağlığının korunmasını savunuyor. Güzelliğin gençlik ya da günümüzde dayatılan güzellik kriterleriyle özdeş olmadığının ve doğal güzelliğin her yaşta korunabileceğinin altını çiziyor.