Aslında Inflamasyon ve Yaşlanma kelimelerinden oluşan bu kavram, yaşlanmanın temel sebebi olan "Paslanmayı” anlatır. Peki o zaman şöyle bir soru gelebilir akla: Biyolojik bedenlerimiz paslanabilir mi? Bu süreç nasıl olur? Neler bizi paslandırır? Önlemleri nelerdir? Birlikte bu soruların cevaplarına bakarken aslında inflamm-aging ne demek, onu da anlatalım.
Inflamasyon, savunma hücrelerimizin bir hasara veya bir yabancı saldırıya karşı aktif cevabı sonucu oluşur. Bu cevap bir mikroorganizmaya olabildiği gibi, bir yaralanma sonrası onarım için de olur. Inflamm-aging’te hakim olan inflamasyon, düşük seviyede ancak sürekli devam eden savunma sisteminin aktif olması sonucudur. Bunun tetikleyici sebepleri çok farklı sebepler olabilir. En sık sebepler arasında sayabileceklerimiz: kötü beslenme, detoks sistemimizin atamadığı vücutta kalan kimyasallar, ağır metaller, devam etmekte olan kronik enfeksiyonlar, barsak flora bozuklukları ve geçirgen barsak, gıda duyarlılıkları, alerjenler, otoimmün hastalıklar, stres, uykusuzluk sayılabilir. Savunma sisteminin sürekli olarak savunma modunda bazı ürünleri salıyor olması, bulunduğu dokularda hasara sebebiyet verir. Inflamm-aging’in bir diğer sebebi ise oksijen radikallerinin vücudumuzda fazla üretilmesi ile olur. Aslında oksijen radikalleri, her hücrede doğal olarak enerji üretimi sırasında yan ürün olarak oluşur. Ancak iyi çalışan sistemlerde bu radikalleri ortamda temizleyen antioksidanlar yeterli olduğu için, hücreye ve çevreye bir zarar vermez. Eğer sağlıklı bir diyet takip etmiyorsak antioksidanlar yetersiz kalır. Rafine karbohidratları da çok tüketiyorsak daha fazla oksijen radikali üretmeye sebep oluruz. Bu durumda dokularımızdaki yıpranma bizim hızlı yaşlanmamıza ve dokuların işlev kaybına, kronik hastalıkların oluşumuna ortam hazırlamış olur.
Bu durumda bu nasıl önlenebilir? Savunma sisteminden başlamak gerekirse, en çok bulunduğu yer olan barsak sağlığı ve sağlıklı flora birinci adım olabilir. Biz sağlıklı bir barsağa sahipsek, dışarıdan gelen pek çok yabancı madde, mikroorganizmanın savunma sistemini aktif hale geçirmesini, önlemiş oluruz. Bunun için temiz kaynaktan, işlenmemiş gıdaları tercih etmemiz gerekir. Sebzelerin, özellikle posa ve fitokimyasallardan zengin olması nedeniyle mutlaka günde en az 8-10 porsiyon tüketilmesi önerilir. Sağlıklı yağların ve temiz kaynak hayvansal proteinlerin varlığı diyeti dengeli hale getirir. Rafine karbohidratların, mümkünse hiç tüketilmemesi oksijen radikali oluşumunu oldukça azaltacaktır.
İkinci olarak, stresin önemli bir inflamasyon kaynağı olduğunu unutmamak gerekir. Stres sırasında böbrek üstü bezlerinden salgılanan hormonlar savunma sistemini de uyararak bu süreci arttırır. Stresle başa çıkma yöntemleri ile çalışmak, stresi yönetebilmek için önemli bir destek sağlar. Bu yöntemlerden biri de egzersiz olarak değerlendirilebilir.
İnflamasyonla başa çıkmada üçüncü olarak egzersizi sıralayabiliriz. Öyle ki egzersizin, hem doğrudan hem de stres yükünü azaltarak dolaylı bir katkısı olur. Egzersiz düzenli yapıldığında, vagal tonusun artması inflamasyonu azaltır. Aynı zamanda egzersiz yapan kişilerde azalan yağ kitlesinden dolayı inflamasyon aracı olan mediatörlerin salınımı da azalır. Barsak florası üzerine olan olumlu etkilerini de ekleyecek olursak, birçok koldan sürece katkısı olur.
Dördüncü olarak uyku önemli bir yer alır. Uykusuzluk başlı başına bir stres kaynağıdır. Uyku sırasında vücudun biyolojik ritminin düzenlenmesi, hormonların ve tamir süreçlerinin etkin olmasını sağlayarak anti-inflamatuvar etki yaratır.
Son olarak, insanın bir sosyal varlık olduğunu unutmamak gerekir. Bütün her şeyi çok ideal olarak yapabilen kişide izolasyon ve yalnızlık duygusu, duygu dünyasında bir çöküntüye sebep olarak yine stres üzerinden inflamasyon araçlarını tetikleyecektir.
Sağlıklı yaş almak ve kaliteli yaşam için bu beş alanda dengede kalabilmek esastır. Bu şekilde aynı zamanda kronik hastalık riskini de en aza indirmiş olarak üretken, mutlu, aktif bir hayat yaşama imkanı sağlanmış olur.
Prof.Dr. Zeynep Tartan
Kardiyoloji Uzmanı
Cleveland Clinic Fonksiyonel Tıp Uygulayıcısı